6 Kasım 2014 Perşembe

Limonu buzluğa koyun

limonLimonu buzluğa koyun
Dondurulmuş limon sayesinde hem yemeklerinize yeni bir lezzet katıyor hem de daha fazla vitamin alıyorsunuz.
Restoranlardaki çoğu bilinçli tüketiciler limonun tamamını kullanır veya tüketirler, hiçbir kısmını ziyan etmezler.
Ziyan etmeden limonun tamamını nasıl kullanırsınız
Çok basit… Limonu (yıkayıp) buzdolabınızın buzluk bölümüne koyuyorsunuz. Donduktan sonra mutfak rendesini alıp limonun tamamını rendeleyebilirsiniz. Soymanız gerekmiyor. Rendelenmişini yemeklerinizin üzerine serpebilir, sebze salatasına, dondurmaya, çorbaya, makarnaya, makarna sosuna, suşiye, balık porsiyonlarına katabilirsiniz. Yemeklerin tamamı, daha önce hiç tatmadığınız mükemmel bir lezzet kazanacaktır.
Büyük olasılıkla, limon denince sadece limon suyu ve C vitamini aklınıza gelir. Sadece bu kadar olduğunu düşünürsünüz. Artık limonun gizemlerini öğrenince onu kupada içeceğiniz hazır çorbalarınıza bile katabileceksiniz.
Limonun tamamını kullanmanın asıl avantajı nedir
Bir kısmını ziyan etmeyip yemeklerinize yeni bir lezzet katması dışında rendelenmiş limonunuz, limonun sadece suyunda bulunandan 5 veya 10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve evet, şimdiye kadar bunu kaybediyordunuz. Ama bundan sonra, tüm limonu dondurmak gibi basit bir işlem sonrasında, onu rendeleyip yemeklerinizin üzerine serperek tüm besleyici özelliklerini kullanıyor olacak, yani daha sağlıklı besleniyor olacaksınız. Ayrıca rendelenmiş limonun dinçleştirici ve vücuttaki toksinleri giderici etkisinden yararlanacaksınız.
İşte limonun gizemi budur
İşte bunun için limonunuzu buzluğa koyun, donsun ve her gün yemeklerinizin üzerine rendeleyin. Böylece, yiyecek ve içeceklerinizi daha leziz hale getirip daha sağlıklı ve uzun yaşamın anahtarını kullanıyor olun!
Bilindiği üzere, iki çeşit limon ağacı vardır. Limon ve misket limonu. (Konu olan limondur, diğeri değil) Limon meyvesini farklı şekillerde tüketebilirsiniz. Pulpa’sı yenebilir. Sıkılarak suyu çıkarılabilir. Limonlu içecekler yapılabilir, dondurma gibi. Limonun birçok vasfı sayılabilir ama en ilginci urlar, yumrular, kistler, tümörler üzerindeki etkisidir. Çok yüksek tansiyona karşı kan basıncını düzene sokar. Anti-depresandır Strese ve asabi bozukluklara karşı iyi gelir.
Limon ağacından elde edilen bileşiklerin, bütün dünyada kemo-terapide kullanılan Adiamycin ürününden 10 000 kat daha iyi olduğu saptanmış, kanser hücrelerinin gelişmesini yavaşlattığı gözlemlenmiştir.
Daha da şaşırtıcı gözlem şudur ki: Limon özü kötü huylu kanser hücrelerini tahrip ederken sağlıklı hücrelere hiç zarar vermemektedir.

5 Kasım 2014 Çarşamba

Cilt Lekelerine Doğal Çözüm Pirinç Suyu


pirinc-suyuCilt Lekelerine Doğal Çözüm Pirinç Suyu
Cilt Lekelerine Pirinç Maskesi,
Cilt beyazlatan pirinç suyu kürü
1) Bir kâsede çiğ pirinçleri bekletin.
2) Daha sonra bu suyu karıştırın.
3) Su beyaz renk aldıktan hemen sonra sadece suyu başka bir kaba alın.
4) Bu pirinç suyu ile yüzünüzü birkaç kez yıkayın. Daha etkili bir sonuç için yüzünüzü durulamadan önce pirinç suyunun emilmesini bekleyin.

Cilt beyazlatmak için pirinç tozu maskesi
Pirinçler öğütülerek toz haline getirilir. Bu öğütülmüş pirinç tozuna su ya da süt ilave edilerek krem haline getirilir. Hazırlanan bu krem cilt maskesi şeklinde uygulanır.
Cilt Lekelerine Pirinç Suyu
100 ml pirincin suyunu birkaç saat suda bekletildikten sonra süzüyoruz. Suyu ince bir süngere emdirip cilt lekeleri olan bölgelere uyguluyacaksınız. Sabah ve akşam günde iki kez bu uygulamayı yaparsanız 1 haftada cilt lekelerinin açıldığına şahit olacaksınız. Ancak pirinç suyunu gün aşırı tazelemek gerekmektedir. Çünkü pirinç suyunda çok çabuk bakteri üreyebilmektedir.

Daha fazla bilgi için: kadin ve güzellik.com

14 Ekim 2014 Salı

Maya ile gelen inanılmaz güzellik

Maya ile gelen inanılmaz güzellik

Maya, güzellik, sivilce, akne, cilt
Maya ile gelen inanılmaz güzellik
Mayadaki vitamin ve mineraller cildin her türlü gereksinimi sağlayacak kadar zengin. Özellikle akne ve sivilceli ciltlere çok yararlı.
Mayadaki vitamin ve mineraller cildin her türlü gereksinimi sağlayacak kadar zengin. Özellikle akne ve sivilceli ciltlere çok yararlı. Karaciğeri toksinlerden arındırıp, temizliyor ve ciltteki aşırı yağlanmayı önlüyor.
Güzelliğin sırrı gerçekten de mayada saklı. Onunla saçlarınıza masaj yapın, sütte eriterek yüzünüze ve ellerinize sürün. Güzelliğiniz için ihtiyacınız olan tüm gereksinimleri karşılayacak kadar zengin olan mayayı mutfağınızdan eksik etmeyin.
Maskenin hazırlanılışı:
Maya ile hazırlanan maskeler sorunlu ciltleri iyileştiriyor. 2 çorba kaşığı yaş mayayı bir kaseye alıp 1 çorba kaşığı ılık su ilave edin ve yoğun bir krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Göz ve dudak çevresi dışında tüm cildinize yuvarlak hareketlerle masaj yaparak yedirin. Kuruması için 10 dakika kadar bekleyin. Cildinizi hafif ıslatılmış bir parça pamukla temizleyip, önce ılık suyla sonra soğuk suyla durulayın ve havlu ile tampon yaparak kurulayın. Bu maskeyi 20’li yaşlardaysanız ayda bir kez, 30’lu yaşlarda iseniz on beş günde bir, 40’lı yaşlarda iseniz haftada bir, 50’li yaşlarda ise haftada iki ya da üç kez uygulayabilirsiniz.

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Argan yağının faydaları

Argan yağının içerisindeki yüksek E vitamini depoları vücuttaki korojen ve keratin dokularını besleyici bir özelliği vardır.
Argan yağı % 70 E vitamini  oranına sahiptir. Aynı zamanda omega 9 açısından da zengindir. Vücudumuzun keratine en yoğun ihtiyacı olan yeri saçlardır.  Bu sebeple saçlarda çok etkilidir. Saçlardaki elektriklenme, saçların onarımı, aşınmış saçlarda argan yağı kullanıldığında olumlu sonuçlar alınmaktadır. Argan yağı saç bakımı için muhteşem bir üründür. Saçı onarır. Saçın elastikiyetini arttırdığı için saç hücrelerinin kendi içindeki bağlarını kuvvetlendirir. Saç uçlarına ve saç diplerine inanılmaz bir saç bakımı yapmaktadır. Saç dökülmelerine karşı da etkilidir.

8 Kasım 2013 Cuma

Kafein erken doğum nedeni

hamilekahve
Kafein erken doğum nedeni
Uzmanlar, hamilelik döneminde kafeinli içeceklerin aşırı tüketilmesi hakkında uyardı.
Hamilelik döneminde dikkat edilmesi gereken hususlar konusunda biraz araştırma yaptık. Hamilelikte bağırsak hareketleri genelde yavaşladığı için taze sebze, meyve, kepekli gıdalar, yulaf, kuru baklagiller gibi lifli gıdalar yenilip bol su içilmesini önemli, vücutta ödem olması durumunda su tüketiminin kısıtlanmaması
gerektiğine işaret etti. Bulantı hissini kaldırmak için kızarmış ekmek, tuzlu kraker, haşlanmış patates yenebilir.Mide rahatsızlıklarınızdan korunmak için az az sık sık yiyin. Yemek yeme işini yatmadan 1-2 saat önce yapın. Hazır yiyecekleri tüketmeyin. Günde 10-12 bardak su için. Süt ve sütten yapılmış gıdaları tüketirken pastörize olmasına, peynirlerin tam mayalanmış olmasına dikkat edin. Kalsiyum ile zenginleştirilmiş sütleri tüketin" dedi.

"KAFEİNLİ İÇECEKLER DÜŞÜK DOĞUM SEBEBİ OLABİLİR"

"Çay, kahve, kola, kakao gibi içecekler tüketmeyin. Kafeinli içecekler aşırı tüketildiğinde erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek riskini, demir, çinko gibi önemli minerallerin vücutta kullanımını etkileyerek anemi (kansızlık) riskini ortaya çıkarır. Yemeklerinizi az tuzlu yiyin, fazla tuzdan kaçının, iyotlu tuz kullanın. Demir yönünden zengin olan et ve kuru baklagillerin yanında C vitamini yönünden zengin yiyecekleri (portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşilbiber, taze soğan) tüketin. Çünkü C vitamini demir emilimini arttırır."

"BALIK TÜKETİN"
Folikasit ihtiva eden ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kepekli undan yapılmış yiyeceklerin tüketilmesini önemli. Günde bir çay bardağı kadar fındık, fıstık, badem, ceviz karışımı yiyin.
Böylece çinko, magnezyum, kalsiyum, E ve B vitaminlerini almış olursunuz. Haftada 3 gün balık yiyin. Balıktaki omega3 yağ asitlerinin, bebeğin gelişimi üzerinde olumlu etkileri vardır. Balık tüketemeyenler balık yağı içeren tabletler kullanabilirler. Şeker ve şekerli tatlıların tüketiminde aşırıya kaçmayın. Kilo alımınızı hızlandırır.

22 Ekim 2013 Salı

Son zamanların trendi; NAR ÇEKİRDEĞİ


nar_cekirdegi_yagi_genclestiriyor
Yaşlanma etkilerine karşı NAR ÇEKİRDEĞİ
Nar çekirdeği yağı, yaşlanma etlilerini geciktirici özelliği ile cilt sağlığına destek oluyor.
GÜZELLİĞİN SIRRI NAR’DA !
Yaşlanmayı tersine çeviren özelliği ile güzelliğine düşkün kadınların çoğu onu tercih ediyor.Bir çok doğal yağın güzelliğe olan etkisinin öneminden her zaman söz ettik ama bu yağın yerinin “baş köşe” olduğunu söylemekte. İçerisinde bulunan omega 5 ve güçlü antioksidan özelliğine sahip olan punisik asit bulunuyor.Bu yağ kalp sağlığını korumaya da yardımcı.
Nar Çekirdeği Yağı Gençleşmenize Yardımcı !
Narın insan sağlığına olan yararları saymakla bitirmek mümkün değil. Nar, özellikle bağışıklık sistemini güçlendirerek pek çok hastalıktan koruyor. İçerdiği bazı maddelerle kolesterol ve şekeri de dengeleyen nar, kalp sağlığını koruduğu gibi, kanser hücrelerinin de gelişmesini engelliyor.
Farklı bir güzellik iksiri olan bu yağ bakımsızlık, yaş ve hava etkilerinden dolayı bazı maddeleri kaybetmiş ve yıpranmış ciltler için “acil çözüm” niteliğinde.
Haricen kullanımda :emiliminin hızlı olması nedeniyle kadınlar tarafından cildi yenileme ve canlandırma amacıyla da tercih ediliyor.Nar çekirdeği yağı,ayrıca gözaltı kırışıklıkları için de kullanılıyor.Günde bir iki damla gözaltına uygulanmakta….
  Gençlik iksiri olan organik nar çekirdeği yağı,sadece cildimizin  ihtiyaç duyduğu maddeleri takviye etmekle kalmayıp, yenileme özelliği de içerisinde barındırıyor. Fakat bu etkinin olabilmesi için Nar yağının, yüzde yüz doğal ortamda yetiştirilmiş ve organik meyvelerden elde edilmesi ve soğuk sıkma yöntemiyle üretilmesi önemli.Bağışıklık sistemini güçlendirir hastalıklara karşı korur.
Organik Nar Çekirdeği Yağı
*Kolesterol ve kan şekerimizi regüle eder artmasını engeller
*Bağırsak parazitlerinin düşmanıdır, iyi bakterilerin artmasını sağlar
*İshali (diare) önler tedavide destek sağlar
*Ciltte olumlu katkısı vardır, pürüzsüz görünüm sağlar
*Cilt enfeksiyonlarında olumlu katkısı vardır.
*Böbrek iltihaplarının giderilmesinde etkilidir.
*Menopoz Sıkıntılarını Giderir.
*Yaşlanmayı Önleyici
*Cilt besleyici sıkılaştırıcı selülit giderici olarak  kullanılır.
* Doğum kontrol hapının yan etkililerini azaltır.
*Kolesterolü ve hipertansiyonu düşürür.
* Cildi tazeler yaşlanmayı geciktirir
*Kalbi kuvvetlendirerek kalp krizi riskini azaltır.
* Sigara alkol kirli hava gibi kanserojen etmenlerin etkisini azaltan güçlü bir antioksidandır.
*Özellikle selülitli bölgelere masaj yapılarak uygulanırsa çok faydası vardır.

27 Eylül 2013 Cuma

Cilt hastalıklarının psikolojik nedenleri

cilt_sorunlarinin_psikolojik_nedenleri
İş yerinde, evde, sosyal yaşantımızda yaşadığımız yoğun stres sadece dikkat ve motivasyonumuzu olumsuz etkilemekle kalmayıp, uzun vadede birçok hastalığa da zemin hazırlıyor. Cilt hastalıkları, stresin neden olduğu rahatsızlıklar listesinde ön sıralarda yer alıyor. 
Akne
Olası Nedeni: Fiziksel ve zihinsel olarak kendinden hoşlanmamak ve içinde bulunduğu çevreyi kabullenememekten kaynaklanıyor.
Çözümü: Kendimi olduğum gibi seviyor ve kabulleniyorum düşüncesini benimsemek.
Alerjiler
Olası Nedeni: Çevrenizdeki bazı insanlara karşı alerjiniz var, tepki veremiyorsunuz. Gücünüzü yadsımayın.
Çözümü: Güvenli ve dostane bir çevre içinde ve emin ellerde olduğunuzu fark edin. Hayatınızla barışın. Unutmayın ilişkilerinizi sadece siz kontrol edebilir ve yönlendirebilirsiniz.
Ayak Mantarı
Olası Nedeni: Kabul edilmemekten kaynaklanan düş kırıklığı ve sinirlilik. Bunları rahatlıkla geride bırakıp ilerleyememe.
Çözümü: Kendinizi sevin, beğenin ve onaylayın. İlerlemek için kendinize söz verin. İlerlemek tehlikesiz ve güvenli bir süreçtir.
Ayak Tabanı Siğili
Olası Nedeni: Düşüncelerinizin kökenine, kaynağına öfke duymanız. Geleceğe yansıttığınız düş kırıklığı.
Çözümü: Güvenle ve rahatça ilerleyin. Yaşam sürecine güvenin ve kendiniz bu sürecin akışına bırakın.
Ayak Tırnağı Batması
Olası Nedeni: İleri doğru yönelmeye, ilerlemeye hakkı olup olmadığı konusunda endişe ve suçluluk duyma.
Çözümü: Hayatta gideceğiniz yönü seçmek ve o yönde ilerlemek sizin hakkınız. Güvenlik içindesiniz. Unutmayın ki siz özgürsünüz.
Beden Kokusu
Olası Nedeni: Korku. Kendinden hoşlanmama. Başkalarından korkma.
Çözümü: Kendinizi sevin, beğenin ve onaylayın. Güven içinde olduğunuzun farkına varın.
Bereler
Olası Nedeni: Kendine öfkelenme ve suçluluk duygusu.
Çözümü: Hatalarınızı kabul ederek, kendinizi sevin.
Kurdeşen
Olası Nedeni: Bireyselliğinizin tehdit edildiğini hissetme. Endişe ve korku.
Çözümü: Kendinizi neşe, huzur ve sevgi dolu düşüncelerle koruma altına alın.
Sedef Hastalığı
Olası Nedeni: Başkalarının üzerinizde güce sahip olduğunu hissetmek. Geçmişinizin karanlıklarından gelen karışıklık.
Çözümü: Geçmişi kabullenip, unutun. Şu anda tüm o sıkıntılardan kurtulmuş durumdasınız.
Beyaz Kabarcıklar
Olası Nedeni: Çirkinliği gizleme.
Çözümü: Kendinizi güzel ve sevilmeye değer olarak görün.
Siyah Noktacıklar
Olası Nedeni: Küçük öfke patlamaları
Çözümü: Düşüncelerinizi yatıştırın. Sakin ve sükûnet içinde olun.
Cüzzam
Olası Nedeni: Hayatla hiçbir biçimde başa çıkamama. Yeterince iyi ya da temiz olmadığına dair köklü bir inanç.
Çözümü: Tüm sınırlamaların üstesinden gelebilirsiniz. Olması gereken adımları attığınızın farkına varın. Sevgi en büyük şifa kaynağıdır.
Çürükler
Olası Nedeni: Yaşamdan aldığınız küçük darbeler yüzünden kendini cezalandırma.
Çözümü: Kendinizi sevin ve sayın. Kendinize karşı iyi ve yumuşak olun. Her şeyin yolunda olduğu düşüncesini zihninize kazıyın.
Mantar Hastalığı
Olası Nedeni: Başkalarınızın canınızı sıkmalarına, sizi sinirlendirmelerine izin vermeniz. Kendince yeterince temiz hissetmemeniz.
Çözümü: Hiç kimse, hiçbir yer ya da hiçbir şeyin sizin üzerinizde güce sahip olmadığını ve özgür olduğunuzu farkedin.
Selülit
Olası Nedeni: Biriktirilmiş öfke ve kendini cezalandırma.
Çözümü: Herkesi affedin. Ama önce kendinizi affedin. Hayatın tadını çıkarmak ve sevgiyle dolmak için özgürsünüz.

Güneş kremlerinde parabene dikkat!

gunes_kremlerindeki_parapene_dikkatGüneşe bağlı etkilerin en çok görüldüğü organın deri olduğunu biliyoruz fakat güneşin, sedef, kaşıntı ve bazı alerjik deri hastalıklar üzerinde iyileştirici etkisi bulunduğunu biliyormusunuz?Deri hastalığı olmayan kişilerde güneşlenmenin psikolojik destek sağladığı unutmayın.
    Bu nedenle güneşin zararlı etkilerinden korunmak için kullanılan güneş kremlerinin, suya dayanıklı, deri tipine göre koruma faktörüne sahip olması ve paraben içermemesi gerekiyor

Güneş koruma ürünlerinin fiziksel koruyucu veya mineral filtreli olabildiğini dile getiren Serdaroğlu, "Her ikisi de faydalıdır, ancak bugün daha ziyade mineral filtreli güneş koruma ürünleri tercih edilmektedir. Kullanılan güneş kreminin cilt tipine uyumlu olması gerekiyor. Yağlı, kuru ciltler ya da çocuk cildine uygun ürünler farklılık gösteriyor. Bu ürünlerin suya dayanıklı, deri tipinize göre koruma faktörüne sahip olması ve paraben içermemesine dikkat edilmelidir" diye konuştu.
Serdaroğlu, çocuklar için de birçok güneş koruma ürünü bulunduğunu belirterek, güneş koruyucular kullanılırken güneşe çıkmadan en az 15 dakika önce sürülmesi, güneş altında bulunulan süreçte 2 saatte bir koruyucunun tekrar uygulanması ve su ile temastan sonra sürme işleminin yinelenmesi gerektiğine dikkati çekti.
Cildinde hassasiyet taşıyan kişilerin güneşlenme sonrası mutlaka deri yapısına göre bir nemlendiriciyi kullanması ve bol su içmesi gerektiğini vurgulayan Serdaroğlu, yanlış güneş kremlerinin yol açabileceği hasarlara ilişkin şu bilgileri verdi:
"Öncelikle bronzlaşmak amacıyla güneşlenme sonucunda kısa süreli etki olarak yanık oluşumu gelişebilir. Bunun dışında bazı bakteriyel ve başta uçuk olmak üzere birçok viral infeksiyonda alevlenme yapabilir. Yıllar süren uzun süreli güneş teması ise hiç istemediğimiz ve bazen geri dönüşü olmayan etkilere neden olur. Öncelikle deri yaşlanma sürecini hızlandırır. Deride kırışıklık, lekelenme ve elastikiyet kaybının daha yoğun olmasına neden olur. Daha ileri aşamalarda deri kanserlerine neden olabilir. Bu kanserler arasında mevcut benlerimizin kötüleşmesi yoluyla ya da yeni oluşan bir benimizin şekil değiştirip kötü gidiş göstermesi ile tanımlanabilecek 'malin melanom' da bulunur. Bazı kanser tipleri yavaş ilerlediğinden, hastanın da ihmal etmesi sonucu kozmetik olarak kötü sonuçların oluşacağı cerrahi müdahalelerin yapılması gerekebilir."
- "Toplumsal beğeninin değişmesi gerekiyor"
Prof. Dr. Server Serdaroğlu, insanların bronz bir tene sağlıklı olarak sahip olmak istediğini ve bunun için uğraştığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Bunun hatalı bir davranış olduğunu kabul etmek istemiyorlar. Burada toplumu etkileyen herkese bazı görevler düşüyor. Toplumsal beğeninin değişmesi ve bronz olmamış bir tenin daha güzel olduğunun toplum tarafından kabul edilmesi gerekiyor.
Güneşlenmek ve buna bağlı bronzlaşmanın kozmetik olarak bugün için güzel bir görüntü sağlasa da bunun sonucunda daha ileri dönemlerde deride çok daha zararlı etkilerin olabileceği kesinlikle unutulmamalıdır. Bu nedenle güneşten korunmayla ilgili uzman dermatologlardan yeterli bilgi alınmalı ve güneşlenmekten vazgeçemeyenler için ise doğru korunarak güneşlenmenin öğrenilmesi sağlanmalıdır. Bu bilgilerin temelinde güneş ışınlarının en yoğun olduğu 10.00 ila 16.00 arasında güneşlenilmemeli ve en az 30 faktör içeren güneş koruyucu ürünler ile korunma sağlanmalıdır."
Kaynak: kadinveguzellik.com

Cildinizin güzelliği mutfağınızda gizli

cildinizin_guzelligi_mutfaginizda_gizli
Cilt bakım ürünleriniz için illa ki dışarıdan ürünleri almanıza gerek yok. Doğal ürünleri kullanarak cildinize ödüllendirin. Hatta güzel bir cilde sahip olmanın kaynağının mutfakta olduğunu biliyor musunuz?

Bazıları mükemmel pürüzsüz bir cilt ve ten rengiyle doğarlar. Herkes bu kadar şanslı değildir. Ancak güzel bir cilde sahip olmak düşündüğünüz kadar zor değil.

Güzel bir cilde sahip olmak için gerekli malzemeler aslında mutfağınızda mevcut. Mesela cildinin tonu koyu olanlar mutfağında ki bazı gıdalar sayesinde cildinin rengini açabilir ve parlaklık verebilir.
A,E ve C vitaminleri açısından zengin gıdalar ideal cilde kavuşmanızı sağlar. Bu vitaminler aynı zamanda iyi bir antioksidandır. Dolayısıyla bu vitaminleri tükettiğiniz zaman vücudunuzda ki zararlı toksinleri atarak sağlıklı ve güzel bir cilde sahip olmanızı sağlar. İşte bu cildinizi güzelleştirecek vitaminleri içeren bazı meyve ve sebzeler.
Cildinizin sağlıklı ve parlamasını sağlayan meyvelerden biri domatestir. Domatesin suyunu dirsek ve diz gibi ten renginizin koyu olduğu yerlere bir pamuk yardımıyla sürün. Ayrıca domates yemekte sağlıklı ve parlak bir cilde sahip olmanıza çok yardımcı olacaktır.
Salatalık ve domates ile çok iyi sonuçlar alırsınız. Salatalık ve domatesi vücudunuzdaki koyu yerlerden kurtulmak için beraber kullanabilirsiniz. Salatalık ve domatesin suyunu sıkarak karıştırın ve bir pamuk yardımıyla vücudunuzun koyu yerlerine sürün. Teninizin ne kadar güzelleştiğini göreceksiniz.
Badem yağı ve zeytin yağı kullanarak cildinizi şımartın. Badem yağı ve zeytin yağını karıştırarak vücudunuza sürün. Portakal yağı da cildinizi güzelleştirecek özelliklere sahiptir.
Güzel bir cilde sahip olmak için etkisi kanıtlanmış meyvelerden biride avakado dur. İçerisinde bol miktarda C vitamini bulunmakta. C vitamininin vücudunuzdaki zararlı toksinlerden ve cildinizde oluşan lekelerden kurulmak için antioksidan özelliği bulunmakta. Avakado'nun püresini cildinize uygulayabilirsiniz. Hatta daha hızlı sonuç alabilmek için avakado püresine süt ilave edebilirsiniz. Sütün cildi nemlendirerek yumuşatma ve parlaklık verme özelliği var.
Meyve ve yağların cildinizi güzelleştirmede etkisi çok büyüktür. Daha iyi sonuçlar alabilmeniz için karışım yapmak daha etkili. Avakado yu süt ile karıştırarak kullanın. Badem yağını da süt, bal ve limon suyunu karıştırarak ta çok iyi sonuçlar elde edebilirsiniz. Ayrıca bu karışımları yüzünüzdeki lekelerden kurtulmak içinde uygulayabilirsiniz.
İdeal bir cilde ulaşmanın ucuz yolu mutfağınızdaki ilaçlardır. Bu doğal ilaçlar son derece etkili olup hiç bir yan etkisi bulunmadan rahatlıkla kullanabilirsiniz.
haber7

Kistli sivilceler vücutta daha kalıcı oluyor

kistli_sivilceler_kalici_oluyorKistli aknesi uzun süren uzmana başvurmalı''
Vücutta akne çıktığı zaman bireylerin temizleyicilerle akneyi temizlemeye çalıştığını ifade eden Derviş, kistli akneler için ağızdan alınan bazı ilaçların bulunduğunu ifade etti.

Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emine Derviş, kistli aknelerin (sivilce) olabildiği kadar daha erken tedavi ettirmek gerektiğini belirtti.

Derviş, ''Bu tarz akneler için yapılacak birtakım tedavi yöntemleri var. Bunlar ileriye dönük olarak ne kadar erken yapılırsa kişilerin cildinde iz kalma olasılığı çok daha azalır'' dedi.
Prof. Dr. Derviş, aknenin halk arasında ergenlik sivilcesi olarak bilinen bir hastalık olduğunu belirterek, hastalığın 13-14 yaş aralığındaki bireylerde olduğu kadar 30 yaş civarındaki bireylerde de görülebileceğini söyledi.
Bu hastalığın bir ergenlik hastalığı olmadığına dikkati çeken Derviş, ''Hastalığı aslında derideki yağ hücrelerinin fazla fonksiyonu diye özetleyebiliriz. Zeminde de genetik bir yatkınlık çoğu kişide. Yani bu kişileri sorduğunuz zaman çoğunun annesinde, babasında ve kardeşlerinde de benzer sorunların olduğunu görebiliriz'' dedi.
Derviş, aknenin genetik yatkınlığının dışında genç bireylerde hormonal faktörlerin etkisiyle oluşabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Sıradan bir akne veya hormonal kökenli akneyi ayırt edebilmek için mutlaka bir uzmanın bu konuyu değerlendirmesi gerekir. Kişi yönlendirilirken de buna dikkat edilmesi lazım. Uzun süre kalan aknelerin en önemli etkisi fiziksel ve psikolojik bir zarardır. Uzun süren kistler, uzun süren akneler sonucunda vücutta iz kalıyor. Bir akne ne kadar uzun sürdüyse iz kalma riski o kadar fazladır. Özellikle kistlerle giden derin aknelerde. Kistli akneleri olabildiği kadar daha erken tedavi ettirmek lazım. Bu tarz akneler için yapılacak birtakım tedavi yöntemleri var. Bunlar ileriye dönük olarak ne kadar erken yapılırsa kişilerin cildinde iz kalma olasılığı çok daha azalır.''
''Kistli aknesi uzun süren uzmana başvurmalı''
Vücutta akne çıktığı zaman bireylerin temizleyicilerle akneyi temizlemeye çalıştığını ifade eden Derviş, kistli akneler için ağızdan alınan bazı ilaçların bulunduğunu anlattı. Derviş, bu ilaçların dermatoloji uzmanları tarafından reçetelendirildiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Tabii kişilerin ve beden sağlıklarının bu ilaçları kullanmaları için uygun olması lazım. Bunlar hap şeklinde uzun süre kullanılan ilaçlardır. Uzun süren kistli akneye sahip kişilerin kısa sürede bir dermatoloji uzmanına başvurması gerekir. Bitkisel çözüm ise ne kullanıldığına bağlı olan bir şey. Bizim kullandıklarımız içlerinde bilimsel olarak bilinen ilaçlar. Bitkisel olarak aktarlardan veya başka yerlerden alınan ve ilaç diye niteleyebileceğimiz, sürülen veya ağızdan alınan şeyler,
Kaynak: kadinveguzellik.com

Cilt kuruluğu olanlar ne yapmalı?

cilt_kurulugu_olanlar_asiri_su_ve_sabundan_kacinmali
Uzmanlar, soğuk hava dolayısıyla cilt kuruluğuna yakalanan bireylerin su ve sabunla aşırı temastan kaçınmaları gerektiğini belirterek, fazla duş almamaları konusunda da uyarıda bulunuyor.

   Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emine Derviş, deri kuruluğunun en çok dış şartlara bağlı meydana gelen bir hastalık olduğunu ifade etti.
Soğuk ve rüzgarlı bir yer olduğu için bu duruma en çok Kars bölgesinde rastlandığına dikkati çeken Derviş, ''Bunun dışında yaşlılık önemli bir deri kuruluğu nedenidir. Bazen kalıtsal hastalıklar, deri hastalıkları, sedef gibi bazı egzamalar da deri kuruluğu sebebi olabilir'' dedi.
Yaygın bir deri kuruluğu olan kişinin mutlaka önce bir hekime başvurması gerektiğini ifade eden Derviş, bölgede sert sudan kaynaklanan deri kuruluğu hastalığına yaygın olarak rastlandığını kaydetti.
Prof. Dr. Derviş, soğuk havanın cildi olumsuz etkilediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
''Bunlardan dolayı, bu bölgede gördüğümüz deri kuruluğunu dış şartlara bağlıyoruz. Cilt kuruluğunu anlamak için deriye bakıyoruz. Bu tür durumda derinin küçük kepeklerle örtülü olduğunu, üstünün hafif beyaz gri bir renkte olduğunu görürüz.''
''Sürtünmesi fazla olan giysiler giymeyin''
Cilt kuruluğunun tedavisinin 2 kısımda incelenmesi gerektiğini anlatan Derviş, cilt kuruluğunu artıran sebeplerden kaçınılması gerektiğini belirterek, bunun önlenmesi için bir takım yardımcı önlemlerin alınması gerektiğini bildirdi.
Derviş, cilt kuruluğu olan kişilerin çok su ve sabun temasından kaçınması gerektiğini anlatarak, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
''Kişinin derisi ne kadar suya sabuna temas ediyorsa, o oranda kuruluk artacaktır çünkü su ve yıkayıcılar deri üzerindeki yağ tabakasını uzaklaştırıp derinin nemini kaybetmesine sebep olur. O yüzden bu kişilerin daha az banyo yapmaları, ellerini az yıkamaları ve az sabun kullanmaları önerilmelidir. Kullanılan temizleyicilerin olabildiği kadar sabun özelliği az olanlardan tercih edilmesi önerilir. Gliserinli sabunların tercih edilmesi önerilmelidir, yine de az kullanmak kaydıyla. Kuru derisi olan insanların giysilerine de dikkat etmesi lazım. Zaten deride bir kuruluk var. Sürtünmesi çok fazla olan giysiler giyilirse yani, sıkı pantolonlar, sıkı çoraplar gibi bu bölgeler, sürtünme nedeniyle daha da kuru kepekli hale gelecektir.''
Derviş, deri kuruluğu olan hastaların, banyo sonrasında cilt daha ıslaklığını kaybetmeden cilt üzerine nemlendirici sürmesi gerektiğini ifade ederek, ''Piyasada çok fazla nemlendirici var. Vücut nemlendiricileri, banyo yağları kullanılabilir'' diye konuştu.
Kaynak: kadinveguzellik.com

Kadınların saçı stresten dökülüyor!

kadinlarin_saci_stresten_dokuluyor
Kadınlardaki saç dökülmesinin temel sebeplerinin çoğunlukla stres ve hormonal sebepler olduğu bilinen gerçek.Son dönemde kadınlarda saç dökülme şikayetinin inanılmaz ölçüde arttı. kadınlardaki saç dökülmesinin temel sebepleri aslında  stres ve hormonal nedenler .

    Özellikle doğum öncesi ciddi miktarda saç dökülmesi görülmekte, saçlarını genelde gergin toplayan kadınların da şakak kısımlarında bir açılma söz konusu olabiliyor.Böyle bir sorununuz varsa sizlere son dönemde adından bahsettiren bir yöntem tavsiye edebilirim.PRP','Mezoteropi....
    ''Mezoteropi, belli kişiye göre değişen aralıklarla vitaminlerin açılmış ya da seyrelmiş bölgelere enjekte edilmesidir. 5-6 dakikalık bir işlem, kesinlikle can yakıyor. Kişilerin saçlarına canlılık kazandırır, ayvalık tüylerimizin tekrar çıkarak saç şeklini almasını sağlar, özellikle doğum öncesinde saç dökülme sürecini tamamıyla durdurmuş olur. PRP de kişinin kendi kanından elde edilen temiz ve kirli trombositlerin, birbirinden ayıran makinede santrifüj edilmesiyle ortalama 4 bin trombositin kişiye enjekte edilmesi yöntemidir. PRP'nin daha etkili olduğunu söyleyebiliriz. Her iki yöntemin de yan etkileri hiçbir şekilde yok deniliyor.
Kadınlarda görülen saç dökülmelerine bakıldığında özellikle stresten ve hormonel nedenlerden kaynaklanan dökülmelerin karşımıza çıkıyor fakat erkeklerdeki dökülmelerin yüzde 70'inin genetik olduğunu bir diğer gerçek. Aslında genetik dökülme, örneğin ailede 5 kardeş varsa, 5'inin de saçının dökülmesi anlamına gelmiyor. Bu çok soruluyor. 2'sinin dökülüp, 3'ünün dökülmeyebilir. Bu durum normal. Ayrıca genetik dökülme yaşla da alakalı değil. Babasının saçının 40 yaşında dökülmesi, oğlunun saçının da aynı yaşta döküleceği anlamına gelmemekte...