30 Ağustos 2013 Cuma

Hızlı Zayıflamak İsteyenler Spor Yaparken Hata Yapabiliyor

1

İyi ısınmadan antrenmana başlamak gibi hatalar ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.

Egzersiz öncesi kasları ısıtmak çok önemli diyor uzmanlar. Daha sonrasında sakatlık yaşamamak ve daha iyi verim almak için kasların esnetilmesi ve nabzın belli bir düzeye gelmesi egzersizin etkilerini arttırır. Aksi takdirde yeterince ısınmadan antrenmana başlamak; çeşitli sakatlıklara, yırtılmalara vs. yol açabilir. Bu nedenle spor yapmadan önce vücudunuzu buna hazırlayın!

Çabuk kilo vermek için aşırı kalın giyinmek! 
"Çok kalın giyineyim, çok terleyelim!" düşüncesi yanlış. Kişi çok fazla terlediği zaman vücudunda da çok fazla su kaybı oluşuyor, bu da metabolizmayı aslında yavaşlatıyor.

Ne yapılabilir?
Çalışılan bölgenin ısısına göre kıyafet giyilebilir. Yeni çıkan terletmeyen veya teri Emen giysiler tercih edin.

Çabuk sonuca ulaşmak adına yapabileceğinizin üzerinde çalışmak!
En sık yapılan hatalardan biri de, yapabileceğiniz hareket sayısının üzerine çıkmaya kendinizi zorlamak. Azim sporda tabii ki önemli fakat daha hızlı zayıflamak için vücudunuza haddinden fazla yüklenmek doğru değil! Vücudunuzun ihtiyacına göre profesyonel kişiler tarafından program hazırlatıp, hazırlanan programa uymalısınız. Yoksa  vücut yorgun düşeceği gibi, sağlıklı bir spor yapmış olmaz ve istenilen verimi malesef alamazsınız.

İyileşmek adına doktorunuzun verdiği ilacın hepsini bir günde tüketmek nasıl yanlış olacaksa, size özel hazırlanan programın sınırlarını zorlamak da o derece yanlış olur....

Manikürlü Tırnaklara Bakım Önerileri...

Manikür esnasında yapılması ve yapılmaması gerekenleri sizler için araştırdık.
 
 
Kadınlar için manikür, pedikür yaptırmak önemlidir. Tırnak bakımı yaptırdığımız  ellerimize sürülecek ojeler, kadın elinin zerafetini çok daha iyi gösterir.
 
Sıcak havalarda hafif kıyafetler, yüzde hafif makyaj, bakımlı saçlarla, tırnaklarınızın da bakımlı görünmesi gerekiyor. Kıyafetlerinize ve gideceğiniz ortamlara uygun ojeler kullanmak istediğinizi biliyoruz ancak yine de her önünüze gelen oje şişesini alıp manikür salonuna gitmeyin. Tırnak bakımı ile ilgili son trendleri, demode olmuş ve yapılmaması gereken uygulamaları sizler için araştırdık.
 
Manikür yaptırdıktan sonra tırnaklarınızı pastel, neon ve pırıltılı ojelerle renklendirebilirsiniz.
Şeftali, lavanta, nane yeşili ve Bebek mavisi, son dönemin moda oje renkleri arasında. Giysilerinize uyum sağlayacak, tırnaklarınızda kötü durmayacak, dondurma hissi veren bu renkleri tüm yaz boyunca kullanabilirsiniz. 
Eğer içinizde maceraperest bir kadın taşıyorsanız, pastel renklerle de çılgınlıkyapmanız mümkün. Her tırnağı farklı bir pastel renge boyayarak, değişik bir tarz elde edebilirsiniz. Ancak bunu yaptığınızda kıyafetinizin tek renk olmasına özen gösterin. 
    Bu renkleri kullanırken, kendi içinde uyumlu olmasını sağlayın. Şeftali, pembe, turuncu, mavi ve uçuk yeşil
Pırıltılı ojelerle sihirli dokunuşlar
Pırıltılar sadece tatil günlerinde kullanılır diye bir kural yok ? O zaman bir pastel renk seçin ve üzerinde altın veya Gümüş pırıltılarla gösteriş ekleyin. Bir sonraki adım ise, çok abartılı olmayan kıyafetler seçmek olmalıdır. Tırnaklarınızı gölgede bırakmayın.
 
Eğer her tırnakta pırıltının çok abartılı olduğunu düşünürseniz, tek bir yüzük parmağı veya işaret parmağı üzerinde de çalışabilirsiniz. . .
 
Siz siz olun  bunları yapmayın !
 
Yaz aylarında siyah ve koyu renk oje kullanmayın. Bu sonbahar ve kış zaten yeterince karanlık geçecek. Yaz sıcaklarının bu son anlarında tıpkı rengarenk dondurmalar gibi hayatınıza renk katın...
 
Uzun ve sivri tırnaklar kullanmayın. Eğer ellerinizle birine zarar vermeyi düşünmüyorsanız, bu yaz tırnakların uzun ve sivri kullanılmadığını bilin. Uzun tırnak seviyorsanız, oval kesimlerle kullanın. Takma tırnak, protez tırnak kullanıyorsanız, tırnaklarınıza doğal bir görüntü vermeye dikkat edin.

Kalıcı Makyaj ile İlgili Tüm Merak Edilenler!



Kalıcı makyaj cilt altına girerek pigmentleri renklendirme sanatıdır. Asıl adı permanent make up olup, kullanılan diğer tabirler ise micro pigmentasyon, kaş-göz ve dudak kontörüdür.

Cilt altına girmek için tek kullanımlık özel iğneler kullanılır, işleme başlamadan önce sizin rahatlığınız için uygulayacağımız bölgeye lokal anestezi kremler ve solüsyonlar sürerek devam edilir. Kullanılan boyalar doğal mineral ve bitki pigmentlerinden elde edilir, tamamen su bazlıdır.

Deri yüzeyinin hemen altına zerk edilir. Uygulama tamamlandıktan sonra epidermis hücreleri ölür ve yenilenir.
Sabah saatlerinde işe yetişme derdi olanlar, özellikle işinin yoğunluğundan ve statüsünden dolayı sürekli bakımlı görünmesi gerekenler, sanatçılar, sporcular, yakın ve uzağı görme sorunu yaşayanlar, genç kızlar, her yaşta tercih edilen  bir yöntem.

Kalıcı makyaj güvenli midir?

Gereken özen gösterilir ve temizliğe önem verilirse; evet, güvenli. Kullanılan pigmentler tamamen doğal olmalıdır. Kullanılan diğer malzemelerinde steril ve tek kullanımlık olması gerekir böylece ortamdan herhangi bir enfeksiyonun bulaşma riski engellenir.

Kalıcı makyaj acıtırmı?

Birçok kişi uygulama anını hafif bir batma hissi olarak tarif ederken,kişinin ağrı duyarlılığı ve uygulayıcının el hafifliğine göre değişiklik gösterebiliyor.

Uygulama süresi ise kişinin hassasiyetine, cilt nemine, elastikiyetine ve cildin genel durumuna göre farklılık gösteriyor.


Peki  uygulama alanları neler?


-Kısa bir kaşı uzatmak
-Belirgin olmayan veya hiç var olmayan kaşlara yeni şekil vermek
-Göz çizgisini belirginleştirmek özellikle sarı kirpiklilerde ve silik göz çevresi olanlarda
-Dudak çizgilerini düzeltmek, biraz kalınlaştırmak
-Vitiligo lekesini örtmek
-Alopesi, saçlı deride kel bölgeleri kamufle etmek
-Kemoterapi izlerini gizlemek
-Yara izlerini kapatmak
-Güneş ve doğum sonrası lekelerinde
-Göğüs uçlarını belirginleştirmek için
-Devamlı makyajlı görüntüsünü vermek için

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Meryem Uzerli’nin Eski Sevgilisi Can Ateş’e Haciz Şoku


meryem-uzerlinin-eski sevgilisi_can-atese_haciz_soku


    Tükenmişlik sendromu nedeniyle mayıs ayında Almanya’ya giden  Meryem Uzerli’nin 4 aylık hamile olduğu haberi magazin gündemine bomba gibi düşmüştü. Bu haber daha tazeyken Meryem Uzerli’nin bebeğinin babası Can Ateş’ten kötü bir haber geldi. Can Ateş’in şirketinin borçları yüzünden 3 aydır ciddi mali zorluklar yaşadığı öğrenildi.
 
“MERYEM’İN HAMİLE OLDUĞUNU BİLMİYORDUM” 
 
Hem iş hem aşk hayatı yolunda gitmeyen ünlü playboy Can Ateş, sevgilisi Meryem Üzerli’nin hamileliğinden de haberi olmadığını açıkladı. Gazeteci Ayşe Arman’nın twitter üzerinden hayranlarına duyurduğu hamilelik haberi herkesi mutlu etti. Ancak Uzerli ve sevgili cephesinde hamilelik olayının probleme neden olduğu ve çiftin Can Ateş’in bebeği istemediği için ayrıldığı konuşuluyor.
 


habergazetesi

Meryem Uzerli’nin Eski Sevgilisi Can Ateş’e Haciz Şoku


meryem-uzerlinin-eski sevgilisi_can-atese_haciz_soku


    Tükenmişlik sendromu nedeniyle mayıs ayında Almanya’ya giden  Meryem Uzerli’nin 4 aylık hamile olduğu haberi magazin gündemine bomba gibi düşmüştü. Bu haber daha tazeyken Meryem Uzerli’nin bebeğinin babası Can Ateş’ten kötü bir haber geldi. Can Ateş’in şirketinin borçları yüzünden 3 aydır ciddi mali zorluklar yaşadığı öğrenildi.
 
“MERYEM’İN HAMİLE OLDUĞUNU BİLMİYORDUM” 
 
Hem iş hem aşk hayatı yolunda gitmeyen ünlü playboy Can Ateş, sevgilisi Meryem Üzerli’nin hamileliğinden de haberi olmadığını açıkladı. Gazeteci Ayşe Arman’nın twitter üzerinden hayranlarına duyurduğu hamilelik haberi herkesi mutlu etti. Ancak Uzerli ve sevgili cephesinde hamilelik olayının probleme neden olduğu ve çiftin Can Ateş’in bebeği istemediği için ayrıldığı konuşuluyor.
 


habergazetesi

Serdar Ortaç, Chloe Loughnan’la nişanladı

serdar-ortac-ve-chloe-loughnan1Güzel ilimiz Muğla’nın Bodrum ilçesindeki Clup Dedikodulu’da sahne alan Türk Pop Müziği’nin sevilen isimlerinden Serdar Ortaç, sahnede Chloe Loughnan’la nişanlandığını açıkladı.
“BEN DE SONUNDA NİŞANLANDIM”
Nişanlısı Chloe Loughnan’ın en çok sevdiği şarkı olan “İşim olmaz’la başlayan Ortaç’a dansçılar da eşlik etti. Şarkıları arasında kendini dinleyenlerle sohbet de eden Ortaç, “Aranızda kaç kişi evli?” diye sordu. Konuşmasına “İyi yaptınız. Beni de kendinize benzettiniz. Ben de sonunda nişanlandım. Chloe, annesi ve halası da burada.” Beni dinliyorlar diye devam eden Ortaç, en popüler şarkılarını söyledi. Serdar Ortaç, konserinin sonunda uzun süre alkışlandı.

kaynak:habergazetesi

Stres, terleme ve gerginliğin çaresi!


menopoz_doneminde_stres_atesbasmasi
Dr. Ömer Coşkun, aslanpençesi bitkisinin kadın hastalıklarına iyi geldiğini ve menopoz döneminde görülen stres, terleme, gerginlik ve ruhsal sıkıntı gibi sıkıntıları giderdiğini söylüyor.
  Aslanpençesinin yağ asitleri, selüloz, etken madde, gliko protein, tanen gibi maddeler içeren şifalı bir bitki olduğu söyleyen Dr. Coşkun, "Aslanpençesinin bine yakın türü bulunmaktadır. Ilıman iklimlerin etkin olduğu neredeyse her ülkede yetiştiriciliği yapılmaktadır. Boyu 35-50 santim arasında değişmektedir. Çiçekleri sarıdan yeşile doğru farklılık gösterir. Uzun yıllardan beri bitkisel tedavide etkin olarak kullanılır. Halk arasında harmani otu, pelerin otu, şebnem otu, aslanyağı otu olarak da bilinmektedir" dedi.
Aslanpençesi bitkisinin kadın hastalıklarına iyi geldiğini ifade eden Dr. Coşkun,"Menopoz döneminde görülen stres, terleme, gerginlik, depresif, ruhsal sıkıntılı gibi durumları minimuma indirger. Aynı zamanda kadın hastalıklarından biri olan adet düzensizliğine de iyi gelir" dedi.
Aslanpençesi bitkisinin çayının içilebileceğini  söyeyen coşkun , "Aslanpençesi çayı kadın hastalıkları için çok faydalıdır. Bir bardak kaynar suya bir tatlı kaşığı aslanpençesi otu eklenerek 5 dakika demledikten sonra içebilirsiniz. Aynı zamanda bebek sahibi olmak isteyen kadınlar her gün aslanpençesi çayı içmelidir. Kas hastalarına ve adet düzensizliğine de iyi gelen bir bitki türüdür"dedi..
Kaynak: İHA

Sağlıklı bir hamilelik için dikkat

saglikli_hamilelik_icin_bunlara_dikkat

Kadın Hastalıkları Doktorları sağlıklı bir hamilelik geçirmek için anne adaylarını uyarıyorlar.Lütfen dikkatlice okuyun bunlar sizin içinde bebeğiniz için de çok önemli.Öncelikle gebe kalmayı planladıktan aylar öncesinden sigarayı bırakmak, kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçmek, ve folik asit desteği almak çok önemli...
    Psikolojik durum da çok önemli. Anne ve baba adaylarının psikolojik açıdan tam anlamı ile çocuk sahibi olmaya hazır olmaları, herhangi bir psikolojik rahatsızlık nedeni ile tedavi görüyor olmamaları gerekmekte. Kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçin. Toplumumuzda sıklıkla gebeliği komplike edebilecek hastalıklar arasında kansızlık, şeker hastalığı, guatr, kalp romatizması ve doğuştan kalp kapak sorunları gelmektedir. Ayrıca kızamıkçık, suçiçeği, kabakulak, herpes, toksoplazma ve brusella gibienfeksiyon hastalıklarının bazıları da oluşacak gebelik için çok ciddi riskler oluşturur. Bu enfeksiyonlar erken gebelik döneminde geçirildiğinde bebeğin sakat kalmasına yada gebeliğin düşükle sonlanmasına neden olabilecek enfeksiyonlardır. Gebeliğin ilerleyen aylarında diş ve dişeti üzerindeki olumsuz etkileri de iyi bilinmektedir. Bu nedenle gebelik planlayan bir kadın diş kontrolünü ihmal etmemeli, var olan diş sorunları gebelik öncesinde giderilmeli...
    Gebelik öncesi düzenli çalışma ve dinlenme saatleri, uyku saatlerinin yeterli ve uygun koşullarda olması, sigara ve alkol tüketiminin olmaması ve yoğun sigara dumanı olan yerlerde zaman geçirilmemesi önemli. Sigara, bilindiği gibi tüm olumsuz etkilerini damar sistemi üzerinden göstermektedir. Bebeği anne ile ilişkilendiren, onun beslenmesini, oksijenlenmesini sağlayan ve atıklarını boşaltan sistem olan plasentanın tamamen bir damar sistemi olduğu düşünüldüğünde sigaranın gebelik üzerindeki zararları açıkça görülmektedir. Doğurganlık çağında bir kadının hiç sigara içmemesi ideal olmakla birlikte en azından gebeliğin fark edilmesi ile birlikte hemen sigara kullanımı bırakılmalı...
 Birde ideal  kiloda hamile kalınmasıönemli. Kadınlarda ortalama ideal vücut kitle indeksi 20-25 arasında. Gebelik öncesi bu sınırlar içerisinde olan yada en azından buna yakın değerlerde olan kadınların gebelikte kilo kontrolü ve kilo sorunlarına bağlı komplikasyon oranları daha az .


AKSİNE BALIK YAĞI ŞİŞMANLATMAZ KİLO VERMEYE YARDIMCI !

balik_yagi_omega-3-

   Balık yağı sanıldığı gibi şişmanlatmaz. Aksine yağ yapımını azaltarak yağ depolanmasını önlüyor. Üstelik insülin direncini düşürerek zayıflamaya yardım eder.
 Balık yağının her derde deva 
  Evet, yanlış anlamadınız  balık yağındaki omega yağ asitleri sağlıklı yaşamın temel maddelerinden biri. Omega 3 yağ asidi hayvansal gıdalarda ve bitkisel gıdalarda da  var. Ancak  şimdiki gibi gün yüzü görmemiş, ayağı toprağa basmamış, börtü böcek yememiş, güneş görmemiş tavuklarda omega 3 miktarı yok denecek kadar az tabiki.
Peki dışarıdan takviye olarak mı almamız lazım? 
    Yaylarlarda yetişen hayvansal kaynaklar ile besleniyorsanız ya da haftada 2 gün balık yiyebiliyorsanız takviye destek almanıza tabiki  gerek yok.Ama  hem kilo vermek hem de sağlıklı kalmak istiyorsanız omega 3 takviyesi almanızda fayda var. Erişkinler en az 500-100 mg balık yağı alınmalı. Kalp hastaları, depresyon, romatoid artrit gibi kronik hastalıklar için doz 3000 mg’a kadar yükseliyor. En iyi etkiyi sağlayabilmek için omega 6’dan zengin (mısır, ayçiçeği, soya, pamuk) tüketimi iyice azaltmak gerek.
Balık yağı kullanırken nelere dikkat etmeliyiz?
   Önce alınan balık yağının ne kadar aktif madde  içerdiğine bakılmalı. Örneğin kapsül 500 miligramdır ama yalnızca 100 miligram aktif madde içeriyordur. Sıvı balık yağları kapsüllere oranla daha fazla aktif madde içerir. Kullanılan balık yağının ağır metal taramasından geçip geçmediği mutlaka sorgulanmalı. Balık yağı sıcak ve ışık gören yerlerde tutulmamalı.


İdrar kaçırmanın nedenleri beyinle ilgili olabilir

idrar_kacirmanin_nedeni_beyinde_olabilir

Celal Bayar Üniversitesi  Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Talha Müezzinoğlu, yaşam kalitesini düşüren idrar kaçırma şikayetiyle kendini gösteren bir takım nörolojik mesane hastalıklarının toplumda yaygın olduğunu ifade etti. "Beyinle ilgili olan idrar şikayetleri oldukça karmaşık bir durum. Biz bunları ameliyat ile kesin olarak düzeltemesek bile semptomlarını ortadan kaldırabiliyoruz" diye söyledi.
 
İdrar kaçırmanın nedeni beyinde olabilir
 
Talha Müzezzinoğlu, idrar kaçırma tedavisinin herhangi bir ameliyat veya ilaçla mümkün olmayan hastalarda Temiz Aralıklı Kateterizasyon  tedavi yöntemini uyguladıklarını ifade ediyor.
Böylelikle hastanın sıvı alma seviyesine göre istediği sıklıkta idrarını boşaltabildiğini söyleyen Müezzinoğlu, "Ondan sonra 3-4 saatlik rahat, idrar kaçırmadığı bir dönem oluyor. Bu nörolojik, beyinle ilgili idrar şikayetleri oldukça karmaşık bir durumdur. Biz bunları ameliyat ile kesin olarak düzeltemesek bile semptomlarını ortadan kaldırabiliyoruz" dedi.
 
Müezzinoğlu, bu sayede hastanın daha rahat bir şekilde toplum içerisine çıkmasını, yaşam kalitesinin artmasını sağlamış olduklarını kaydetti.
 


Adriana Lima günlük haliyle şaşırtıyor!

adriana_lima_gunluk_haliyle_sasirtiyor   



 Victoria's Secret mankenlerinin en ünlülerinden biri olan Adriana Lima, davetlerde ve defilelerde seksi ve iddialı görünümüyle dikkat çekiyor.Ancak Lima'nın günlük hayatındaki hali çok çok farklı. 
 
  Geçtiğimiz günlerde kocası Marko Jaric ve iki çocuğuyla Los    Angeles'ta yürüyüş yapan Lima, sade doğal görünümüyle ilgi çekti.    Herzaman ki gibi sempatik ve sevecen haliyle beğenleri topladı.
 

Sinem Kobal bu diyetle zayıflamış!

sinem_kobal_diyeti

Ekranların sevilen ve aranan sevimli  ünlü oyuncusu Sinem Kobal’ın sanıldığı gibi üzüntü nedeniyle değil, yaptığı çorba diyetiyle zayıfladığı ortaya çıktı...
Nişanlısı Arda Turan'la ilişkisini bir dargın bir barışık sürdüren Sinem Kobal geçtiğimiz gün bir arkadaşının düğününde göründü. Aşırı derecede zayıfladığı görülen Kobal'ın evliliğinin ertelenmesi ve ayrılığın gündeme gelmesinden dolayı üzüntüden zayıfladığı öne sürülmüştü. Ancak güzel oyuncunun bir aydır sıkı bir diyette olduğu öğrenildi.

3 ÖĞÜN ÇORBA İÇİYOR

Sinem Kobal, zayıflatan çorba tarifiyle fazla kilolarından kurtularak 1 ayda 5 kilo vermiş. Lahana, soğan, domates, yeşil biber ve maydanozdan oluşan çorba oldukça vitaminli. Her acıktığında bu çorbadan içen oyuncu ekmek, tuz ve şekeri de hayatından çıkarmış. Kobal, önümüzdeki ay sır gibi sakladığı bir sinema filmi için kamera karşısına geçecekmiş.


27 Ağustos 2013 Salı

Puding Şelalesi




Malzemelerimiz :
3  adet yumurta
125 gr yumuşak margarin
1/2 su bardağı (85 g) toz şeker
1 çay bardağı (35 g)  Kakao
1 su bardağı (100 g) un
1 adet  şekerli Vanilin
1 adet  Hamur Kabartma tozu
1/2 çay bardağı  süt
Arzuya göre limon veya portakal kabuğu rendesi

İç Malzemeler :
1 adet Çikolatalı Bademli Puding
2,5 su bardağı (500 ml) süt

Hazırlanışı:
Pudingi 2,5 su bardağı  süt ile, tarifine göre pişirelim.Piştikten sonra  ocaktan alıp arada karıştırarak soğumasını sağlayalım.
Yumurta ve şekeri derin bir kabda , yaklaşık 3 dakika mikser ile çırpalım. Üzerine margarin, kakao, un, şekerli vanilin ve hamur kabartma tozunu ilave edip, homojen oluncaya kadar yaklaşık 1-2 dakika daha karıştıralım. 24 cm çapında yağlanmış kelepçeli kalıba, hamurun yarısını döküp, üzerini spatula ile düzeltip ve pişmiş pudingi yayalım.
Kalan hamura yarım çay bardağı sütü ilave edip karıştırıralım ve pudingin üzerine dökelim. 175°C’ye ısıtılmış fırında 15 dakika pişirin. Daha sonra fırın ısısını 160°C’ye düşürüp, 15 dakika daha pişirmeye devam edelim. Fırından çıkardıktan 10 dakika sonra kalıbı açalım. Soğuduktan sonra, dilimleyerek servis yapabilirsiniz.Afiyet olsun.....


Meme kanseri hastalarına yeni umut ışığı

nano_ilac_meme_kanserine_karsi_savasiyor
ABD'deki Cedars-Sinai Tıp Merkezi'nde geliştirilen nano ilaç, meme kanseriyle mücadelede umut oldu.

Amerika'daki Cedars-Sinai Tıp Merkezi'nden araştırmacılar tarafından geliştirilen, zehirli olmayan ve bakterilerle çözülebilen asit temelli ilacın kanser hücrelerini hedef aldığı, tümörü bloke ettiği ve bağışıklık sistemini harekete geçirdiği açıklandı.
Araştırmacılar, insan kanser hücrelerini farelerinkine nakletti. İlacın verildiği farelerin yaşam süresinin büyük oranda uzadığı görüldü.

Mevcut ilaçlardan farklı olarak nano ilacın sağlıklı hücrelere zarar vermediği ve kanser hücrelerinin içine nüfuz ettiği açıklandı.

Bu tür ilaçların başka araştırmalarla incelenmesi gerektiğini belirten bilim adamları, yine de sonuçların kanser hastaları için umut verici olduğunu söyledi.


Kemik erimesi mi var güneşlenin

kemik_erimesine_karsi_guneslenUzmanlar, kemik erimesine karşı güneşlenme önerisinde bulunuyor.
    Kemik erimesinin (osteoporoz), kemiklerde kalsiyum kaybına bağlı olarak kemiklerin zayıflaması ve kırılmaları ile kendini gösteren, 50 yaş üzerinde her 3 kadından birinde, her 5 erkekten birinde kemik erimesi riski olduğunu belirten uzman hekimler, “Dengesiz beslenen, hareketsiz yaşamı olan, uzun süre steroid ve tiroid ilaçları kullananlar, kemik erimesi ile daha sık karşılaşırlar. Kadınlar da menopoz sonrasında risk altında bulunuyorlar. Aşırı zayıflar, sigara ve alkol kullananlarda da kemik erimesi riski fazla diyor.
     İleri derecede kemik erimesinin belirtileri, sırt, bel ve boyun ağrısı, boy kısalması, öne eğik ve kambur vücut şekli, el bileği, kalça ve omurga gibi kemiklerde kırıklar, omurga ve diğer kemiklerdeki kırıklara bağlı vücutta şekil bozuklukları şeklinde kendini gösterir. Kemik erimesinden korunmak için her gün belirli miktarlarda kalsiyum almak lazım. Kalsiyumun aktif hale geçmesi için ise D vitaminine ihtiyaç vardır. Bu anlamda yüzde 85 oranında D vitamini kaynağı olan güneş, kemik erimesine karşı en önemli kaynak. Özellikle içerisinde bulunduğumuz yaz aylarında güneşin faydalarından yararlanarak, kemik erimesine karşı önlem alabiliriz. Yalnız kemik kitlesini ve kas gücünü artıran spor faaliyetlerini yapmak da oldukça önemli. Kemik erimesi görülen hastaların kalsiyumdan zengin gıdalarla beslenmesi öneriliyor. Bunun için de süt ve peynir bi o kadar önemli. Bunların yanı sıra; ahududu, dut, hurma, incir, kestane, mandalina, portakal, kuru üzüm, zeytin, fındık, fıstık, badem, antep fıstığı, ceviz, kakao, buğday, yulaf, pirinç, bezelye, taze fasulye, ıspanak, kırmızı pancar, pazı, pırasa, semizotu, maydanoz, mercimek ve soya da sık sık tüketilmesi gereken gıdalar arasında yer alıyor.

Kakaonun inanılmaz yararlarını biliyormusunuzı!

cikolata-girl_kakao_guzellestiriyor
Birçoğumuzun vazgeçilmez ve tek aşkı olan çikolatanın ham maddesi olan kakaonun, sağlık dağıttığını biliyor musunuz? 
 
Birtek  kokusuyla dahi mutluluk hormonunu harekete geçirebilen kakaonun tatlı ve sağlıklı dünyasına doğru keyifli bir yolculuğa ne dersiniz!
 
* Stresle mücadeleye karşı en yararlı element olan potasyumu içinde bulunduruyor 
* İçinde bulunan antioksidanlar kanserle mücadelede müthiş etkili.
 * Zengin bir kalsiyum kaynağı olan kakao, güçlü kemiklerin oluşmasını destek.
 * Kalbi kuvvetlendiriyor.
 * Toz haline getirilerek suyla kaynatılıp içilebildiği gibi, pasta, kek ve çeşitli tatlıların imalatında da geniş miktarda kullanılan kakao, böbreklerde su ve tuzun emilmesini engelleyerek idrarı arttırıyor.
 * Vücudumuza zindelik ve uyanıklık verir.
 * Hazmı kolaylaştırır.
 * Vücuttaki zehirlerin dışarı atılmasını  yani bir nevi detoks etkisi sağlar.
 * Kakao, çok miktarda bakır içerir. Bakır, vücudun demiri absorbe etmesine yardımcı oluyor. Bu da cilde, damarlara ve dokulara faydalı . Bağışıklık ve üreme sistemi için faydalı demir ve çinko kakaoda bolca mevcut.
 * Vücutta yer alan iç organ kaslarını gevşeterek damar tıkanıklıklarını engeller, bronşları genişletir.
 * Yağı sayesinde güneşin zararlı ışınlarının engellenmesi amacıyla cilde sürülerek güneş yağı olarak kullanılabilir. Ayrıca, yumuşatıcı özelliği sayesinde cilt çatlaklarına pamukla sürülerek yumuşatılabiliyor.



Ofis makyajı yapmanın incelikleri..

ofis_makyajinin_incelikleriPürüzsüz bir görünüm için 
 
Fondötenler,primer, kapatıcılar ve pudralar ofis makyajının vazgeçilmezleridir..
 
Eğer gözenekli cildiniz varsa fondöten uygulamadan önce bir primer ya da kapatıcı ile gözenekleri kapatmalısınız. Kapatma işlemi fondötenin cildinizde daha uzun süre kalmasını sağlayacaktır.
 
Yağlı bir cilde sahipseniz yağsız fondöten kullanmanızda fayda var. Diğer malzemelerin de yağsız olmasına dikkat edin.
 
Yağlı ciltler daha çok bakım ister. İçerisinde su yosunu gibi içerikler yağ dengeleyiciler bulunan temizleyiciyle cildinizi temizleyin ve ardından matlaştırıcı bir ürün kullandığınızda cildiniz makyaja hazır hale gelir.
 
Eğer  cildiniz kuru ise cildinizin nemlenmesi için aşırı yağlı ürünleri seçmenize gerek yok. Bunun yerine içinde pırıltı bulunan primer kullanarak cildinizin ışıldamasını sağlayabilirsiniz. Nemlendiriciniz ise yağsız olması gerekir.
 
Unutmamalı ki, fondöten kapatıcı değildir...İlk  önce kapatıcı daha sonra fondöten uygulayın. Kuru ciltler için parıltılı fondöten, gözenekli cildiniz varsa likit fondöten kullanın. Uygularken fırça, sünger ya da parmaklarınızı kullanabilirsiniz. Sonrasında rahatlıkla pudra ponponuyla, şeffaf pudra uygulayabilirsiniz. Yanaklar, alın ve burun bölgesine ağırlıklı olarak uygulayın.
Gözlerde rahat bakış
Gri ve boz kahverengi gibi göz farları ideal. Göz kapaklarınızı  tonik ile temizleyin, kuruduktan sonra farınızı sürün. Farın gün boyu aynı etkiyi göstermesi için şeffaf pudra uygulayabilirsiniz. Siyah veya kahverengi maskara ile de kirpiklerinizi daha belirginleştirebilirsiniz.
 
Yumuşak dudaklar
 
Dudak makyajı öncesinde dudaklarınızı nemlendirin. İnce fırça ile ruju uygulayın. Doğal dudaklar için açık renkleri tercih edebilirsiniz. Rujdan sonra iki dudağınızın arasına peçete koyarak fazlalıkları alın. Sonrasında şeffaf pudrayı dudaklarınıza uygulayabilirsiniz.


26 Ağustos 2013 Pazartesi

Naylon çorap mantarı tetikliyor

naylon_coraplar_mantari_tetikliyorNaylon çorapların ayak parmaklarının aralarında oluşan mantar hastalığını tetiklediği bildirildi.
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tamer İrfan Kaya, kaşıntıya, kötü kokuya ve beyaz döküntülere yol açan mantarın özellikle yaz aylarında görüldüğünü ifade etti.
 
Terlemeyle özellikle ayaklarda görülen mantar hastalıklarının çeşitli şekillerde ortaya çıkabildiğini belirten Kaya, şöyle konuştu:
 
"Mantar ayak parmak aralarının beyazlaşmasına neden olabiliyor. Bakterilerin eklenmesiyle deride renk değişikliği oluşabiliyor. Bu bakteriler deriye bulaşarak ayakta ciddi bakteriyel enfeksiyonlara da neden olabiliyor. Mantara karşı daha duyarlı kişilerde ise ayak tabanlarında daha şiddetli su kabarcıklarının oluşması ve kaşıntı şikayeti ortaya çıkabiliyor."
HİJYENE DİKKAT
Mantarın tedavisinin kolay olduğunu vurgulayan Kaya, mantarı hastalığının şiddetli vakalarda tablet ilaçlarla, hafif olanların ise kremlerle tedavi edildiğini aktardı.
 
Mantarın oluşmaması için ayak hijyeninin çok önemli olduğuna dikkati çeken Kaya, "Hamamlarda, havuzlarda, otellerde mantara maruz kalınıyor. Eğer ayaklarımızı bu tür ortamlardaki temasın ardından yıkarsak mantarın bulaşması zor olur. Çünkü mantar bir anda derinin altına işlemiyor. Yıkanınca ayaktan uzaklaşabilir. Ayak hijyenine dikkat etiğimizde bundan korunabiliriz" dedi.
 
SICAK HAVALARDA DİKKAT
Çorap kalitesinin de mantarın oluşumunda etkili olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kaya, şöyle devam etti:
 
"Kapalı ayakkabıda oluşan nemli ortamlarda mantarlar deriye çok rahat girerek hastalığın oluşmasına sebep oluyor. Özellikle havanın sıcak olduğu dönemde kapalı ayakkabılardan uzak durmak gerekiyor. Yine çoraplar da mantar hastalığından korunmak için çok önemli. Naylon çoraplar daha ince olmasına karşın teri emmedikleri için ıslanarak deriye yapışıyor. Nemli ortamda mantar deriye çok rahat girdiği için, naylon çoraplar ayakta mantar oluşumunu tetikliyor. Pamuklu çoraplar teri emerek dışarı verdiği için ayağın kuru kalmasını sağlıyor. Bu şekilde mantar oluşsa bile hastalık oluşturamayabiliyor. Mantarın sadece deriye teması önemli değil, derinin terlemesi ve ıslanması da mantar hastalığının ortaya çıkmasında çok önemli bir sebep."
 
kaynak:ensonhaber

Miyomun belirtileri nelerdir

myom_nedir_her_zaman_ameliyat_gerekli_midirMiyom hakkında merak ettiğiniz tüm soruları sizler için araştırdık.

MİYOM NEDİR?
Miyom, rahim dokusu ile alakalı meydana gelen, büyüklükleri 1 – 1,5 cm boyutlarında değişkenlik gösteren selim tümörlerdir. Miyom kadınlarda en sık rastlanılan tümörler arasında yer alıyor. Miyomun var olduğu kadınlarda çoğunlukla birden fazla miyom bulunabilir. Kadınlarda bulunan östrojen hormonu  malesef miyomların büyümesine neden olabilir. Dolayısıyla miyomlar gebelik sürecinde ve üreme döneminde 3 kat daha fazla büyüyebilir.
Miyomlar, 3 grupta inceleniyor:
Submuköz miyomlar:
 Rahmin iç kısmında oluşan miyomlar. Submuköz miyomlar kadınlarda en az rastlanan miyom çeşidi. Fakat kanamaya en fazla bu tür miyomlar neden olur. Oluşan kanamalar adet döneminde meydana gelen kanamanın çoğalması ve daha fazla sürmesi şeklinde görülebiliyor
İntramural miyomlar: 
Rahimde kas dokusu içinde konumlanmış miyom türü. İntramural miyomlar oldukça fazla karşılaşılan miyom türü. Bu miyom türü de adet döneminde artışa ve adet kanamalarının daha uzun sürmesine yol açar. Ayrıca karın bölgesinde ağrıya, rahimde ve diğer organlarda baskı gibi şikayetlere neden olabilir.
Subseröz miyomlar: 
Rahmin dış tarafına doğru büyüme yapan miyomlardır. Bu tür miyomların varlığında kanama gibi sorunlar ortaya çıkmaz. Sırt ve karın ağrısına ve rahimde basıya yol açabilir.
Miyomun belirtileri nelerdir?
Rahimde oluşan miyomlar çoğu zaman herhangi bir yakınmaya neden olmaz ve herhangi bir müdahaleye gerek olmuyor. Oluşabilecek bütün miyomların ortalama olarak % 10 – 20 sinde oldukça ciddi boyutlarda yakınmalar ortaya çıkabilir. Oluşabilecek miyomlarda en fazla rastlanan yakınmalar adet döneminde oluşan kanamanın fazla ve uzun süre devam etmesidir. Oluşan kanamalar bazen pıhtı şeklinde olabilir.
Miyom vakalarında oluşabilecek diğer belirtiler;
- Sırt ve bacak bölgesinde ağrı
- Karın ağrısı ve dolgunluk hissi
- Cinsel birliktelik anında ağrı
- Kabızlık ve gaz sancısı
- Sık sık idrara çıkma isteği
Miyomlar nasıl teşhis edilir?
Genellikle miyomlar jinekoloji ve radyoloji uzmanlarınca uygulanan ultrasonografi yardımı ile tespit edilebilir. Fakat ultrasonografi ile miyomların her zaman hepsi tespit edilemeyebilir ve bazı hastalıklar gözden kaçabilir. Bu nedenle manyetik rezonans cihazı ile, rahim her açıdan daha iyi gözlemlenir, hem de var olan bütün miyomlar tespit edilir. Bu nedenle miyom ile karşı karşıya kalan kişilerde hastalığı teşhis edebilmek için mutlaka MR çekilmeli.
Miyom tedavisi
Miyom tedavilerinde amaç, kanama ve ağrı gibi şikayetleri yok etmek ya da en aza indirmektir. Miyom var olup, ancak herhangi bir şikayete neden olmayan kadınlarda herhangi bir tedavi yöntemi uygulanmamaktadır.eğer buna benzer belirtileriniz varsa hiç vakit geçirmeden bir doktora başvurun....


kaynak:kadinveguzellik.com

Sarmısak akciğer kanserinden koruyor

Sarmısak akciğer kanserinden koruyorHaftada iki kez sarmısak yiyenlerin akciğer kanserine yakalanma riskinin azaldığı belirlendi.

Haftada iki kez sarmısak yiyenlerin akciğer kanserine yakalanma riskinin azaldığı belirlendi.
 
Çin'de yapılan bir araştırma, haftada iki kez çiğ sarmısak tüketenlerin akciğer kanserine yakalanma riskinin yüzde 44 azaldığını gösterdi. 
 
Vücuttaki iltihabı giderdiği ve antioksidan görevi gördüğü bilinen sarmısağın, sigara içenlerde ya da dumana maruz kalanlarda bile riski yaklaşık yüzde 30 azalttığı belirtildi. 
 
Pişmiş sarmısağın aynı etkileri sağlayıp sağlamadığıysa henüz bilinmiyor.  
 
Araştırma, "Cancer Prevention Research" dergisinde yayımlandı.
 
A.A
 
 

Gözaltı Sarkmaları İçin Özel Formül

gozalti_sarkmalari_icin_ozel_bir_formul

Yaşlılık belirtilerinin başında gelen gözaltı şişkinlikleri ve sarkmaları için en etkili ilaç Kuşburnu…

Kadınlarında erkeklerinde en büyük korkusudur genç yaşta yaşlı bir görüntüye sahip olmak. Yaşlılık belirtilerinin başında da gözaltı sarkmaları gelir. Gözaltındaki deri cildimizin en hassas kısmını oluşturur. Bu yüz bu bölgenin çok ayrı bir bakıma ihtiyacı vardır.
Gözaltı sarkmalarına kolay kolay hiçbir kozmetik ürün iyi gelmiyor. Ya önceden önleminizi alacaksınız ya da sarkmalar oluşmaya başladıktan sonra en iyi ve kesin çözüm olan estetik operasyon yaptıracaksınız.
Krem alıp kullanmak insanların kolayına geldiği için doğal yöntemleri es geçerler. Hâlbuki her şeyin çaresi doğada var. Gözaltı sarkmalarının da en iyi ilacı doğa da bol miktarda bulunan Kuşburnu…
İşte evde kendi başınıza kolayca yapabileceğiniz bakım kürü tarifi;
Bir miktar kuşburnu suda kaynatılarak koyu bir losyon haline getirilir, süzülür. İçine iki parça pamuk daldırılıp gözaltındaki sarkan kısımlara yerleştirilir. Sırtüstü yatarak bir süre beklenir. Bu uygulama şişi azaltır, cildi sıkıştırır. Düzenli yapılırsa problemi tamamen yok eder.
 
kadinveguzellik.com

Emziren Annelerin Dikkat Etmesi Gerekenler

emziren_annelerin_dikkat_etmesi_gerekenlerYeni doğum yapan ve çocuk emziren annelerin artık beslenmelerine her zamankinden çok daha fazla dikkat etmeleri gerekmektedir. Çünkü artık düşünmeleri gereken bir de bebekleri bulunuyor.

Uzmanlar lohusa annelerin beslenme alışkanlıklarını gözden geçirip artık çok daha dikkatli ve özenli davranmaları gerektiğini vurguluyor. Emziren annelerin sütlerinin artması için çok fazla yemek yerine dengeli beslenmeleri yeterli olacaktır.
Anne sütü bebeğin hem sağlıklı olması, tüm besin öğeleri gereksinimini karşılaması, kolaylıkla sindirilebilir ve enfeksiyonlara karşı koruması açısından yeri doldurulamaz bir besindir. Çocukların özellikle ilk altı ayında sadece anne sütü ile beslenmesi çocuğun metabolizmasının güçlenmesinde çok önemli bir rol oynar.
Emzirmede annenin salgıladığı süt, aldığı besinlerin bir ürünüdür. Süt salgısı için gerekli besinler annenin kendi gereksinmesine ek sayılmalıdır. Yeni doğan bebeğin beslenmesi için annenin salgıladığı sütün enerjisi ve besin öğeleri, annenin yedikleri ile kendi vücudundaki depolardan sağlanmaktadır. Emziren bir annenin beslenmesindeki amaç, kendi fizyolojik gereksinmelerini karşılayarak, vücudundaki besin yedeğini dengede tutmak ve salgılanan sütün gerektirdiği enerji ve besin öğelerini karşılamaktır. Emzikli kadınlar için enerji ve besin öğeleri gereksinmeleri kişisel özelliklere göre farklılık gösterir.
Emziren annenin enerji, protein ve kalsiyumdan zengin beslenmesi gerekir, ayrıca annenin su ihtiyacı da artar. Çünkü emzirmek vücudun sıvı ihtiyacını arttırır. Anne günde en az 10 su bardağı sıvı almalıdır. Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir.
Her gün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği veya kuru baklagil yenilmelidir.
Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur içeren yemekleri; portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşilbiber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte tüketilmelidir.
D vitamini besinlerde bulunmaz. Ancak güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle emziren anne güneşlenmeye özen göstermelidir.
Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerde yeterince alınamayan iyot, ancak iyotlu tuz kullanımıyla anne sütünden bebeğe geçer.
Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir. Ağırlık kontrolü de yapılarak bu besinler tüketilebilir.
kadinveguzellik.com

Parmak Arası Terliklere Dikkat

1
Son dönelerde kullanımları artan parmak arası terliklerde yapılan araştırmaya göre 18 bin bakteri yaşıyor.

Yaz aylarının ve sahil kentlerinin vazgeçilmez sandaletleri parmak arası terlikler risk taşıyor. Özellikle küçük çocukların parmak arası terlik giymemesi gerektiğini söyleyen uzmanlar yetişkinleri de parmak arası terlik konusunda uyardı.
Normal ayakkabı sağdan ve soldan ayaları destekler ve dışarıdan gelecek darbelere karşı korur. Fakat parmak arası terliklerde bu koruma yoktur. O yüzden dışarıdan gelecek her türlü darbeye açık durumdadırlar. Tabanları da oldukça ince olan bu terlikler ayağı oldukça çok rahatsız edebilir.
Parmak arası terliklerin parmak arasına gelen kısmı uzun süre giyildiği takdirde ayağınızı ve parmaklarınızı rahatsız etmeye başlar. Özellikle parmak arasına gelen kısmın yapacağı sürtünme neticesinde parmak aralarınızda yaralar oluşabilir.
Özellikle sahillerde giyilen bu terliklerde normal bir ayakkabıda bulunan bakteriden çok daha fazlası bulunur. Sahilde alacağınız duş ile daha çok artan bakteri sayısı 18 bini bulur ve bu bakteriler gün boyunca sizinle birlikte dolaşır.
Çok nadir olarak görülmesine rağmen uzun süreli giyildiğinde ayağı rahatsız ettiği için kemiklerde bir stres ve baskı oluşur. Oluşan bu baskı sonucunda da kemik çatlamaları görülebilir.

kadinveguzellik.com

Simit Tadında Poğaça

simit_tadinda_pogacaDünyanın en zengin mutfaklarından birisi olan Türk mutfağı birbirinden lezzetli tarifler ile dolu. Her yörenin kendine özgü bir lezzeti ve tarifi olduğu gibi bütün Türkiye’de de aynı lezzette yapılan yemekler var. İşte size geleneksel bir lezzet tarifi; Simit Tadında Poğaça

Malzemeler;
1 su bardağı ılık su
1 çay bardağı ılık süt
1 çay bardağı sıvı yağ
1 yemek kaşığı şeker
3 çay kaşığı tuz
Yarım paket yaş maya (10gr)
Aldığı kadar un
İçi için;
1 kase beyaz ve bir kase rendelenmiş kaşar peyniri
Bulamak için;
1 yemek kaşığı pekmez
1 çay bardağı soda
1 tabak kavrulmuş susam
Hazırlanışı;
Hamur için gerekli olan malzemeleri bir karıştırma kabında bir araya getirerek yumuşak bir hamur elde edinceye kadar yoğurun.
Çok küçük olmayacak şekilde bezeler oluşturun ve daha sonra yarım saat dinlendirin. Daha sonra bu bezeleri açın ve içerisine hazırladığınız harcı koyun, şekillendirin. İçlediğiniz poğaçaları pekmez ve soda karışımına batırdıktan sonra susama buladıktan sonra yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine yerleştirin. Daha sonra 200 derecede ısıtılmış fırında kızarıncaya kadar pişirin. Afiyet olsun…
kadinveguzellik.com

Sindirim Probleminin Çaresi Yoğurt

4Uzmanlar sindirim problemi çekenlerin yoğurt yiyerek bu rahatsızlıktan kurtulabileceklerini söylüyor.

Dünyanın en çok yoğurt tüketen ülkesi olarak yoğurtun faydalarından habersiziz. Yoğurtta bulunan proteinlerin vücudun direncini artıran ve sindirim sisteminin düzgün çalışmasını tetikleyen aminoasitlerden oluştuğunu söyleyen Yörsan Gıda Mühendislerinden Nilüfer Hakarayan özellikle çocukların gelişimleri sırasında bol bol süt ve yoğurt tüketmeleri gerektiğini anlattı.
Protein değeri bakımından en zengin besin maddesi olarak gösterilen yumurtadan sonra süt ve yoğurdun protein bakımından en zengin besin maddeleri olduğu kanıtlandı. Yumurta'nın alerjik oluşumlara neden olabileceği göz önünde bulundurulursa süt ve yoğurt tüketimi çocukların gelişimi açısından ilk sırada yer alır.
Sadece çocukların değil, yetişkinlerinde günlük beslenmelerinde yoğurt ve süte yer vermeleri gerektiğini söyleyen Nilüfer Hakarayan süt içmekte zorlananların bunu yoğurt ile telafi etmesi gerektiğini söylüyor. Sütte bulunan laktozların bazı kişilerde mide yanmasına neden olduğunu bu yüzden sindiriminde problem yaşadıklarını söyleyen Hakarayan bu kişilerin süt yerine yoğurt tüketmeleri gerektiğini vurguluyor.
 
kadinveguzellik.com

Dizi çılgınlığı bu yaştan sonra başlıyor

1Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yaptığı araştırma, çocukların çizgi film izleme oranının kaç yaşından sonra büyük ölçüde azaldığını ve onun yerini dizi ve filmlerin almaya başladığını ortaya koydu.
 
Araştırmaya göre, 6-10 yaş arasındaki çocukların yüzde 94'ü, televizyon programları arasında çizgi filmleri tercih ederken, bu oran 11-15 yaş aralığında yüzde 50'ye düşüyor. Dizi-film izleme oranı ise 6-10 yaş arasında yüzde 44 iken 11-15 yaş arasında yüzde 77'ye çıkıyor.
TÜİK'in "Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanımı ve Medya" araştırmasına göre, 6-15 yaş arası çocukların yüzde 92,5'i her gün televizyon izliyor. Bu dönemde cocukların yüzde 49'u günde 2 saat, yüzde 39'u 3-4 saat, yüzde 11'i ise 5-8 saatini televizyon karşısında geçiriyor. İzlenen program türleri incelendiğinde çocukların çizgi filmler kadar dizilere de ilgi gösterdikleri ortaya çıkıyor.
Çocukların yüzde 72'si çizgi film izlerken, bunu yüzde 60 oranıyla film ve diziler takip ediyor. Eğlence, müzik ve yarışma programları izleyen çocukların oranı yüzde 49, spor programları izleyen çocukların oranı yüzde 23, belgesel, kültür, sanat gibi eğitici programları izleyenlerin oranı ise yüzde 20 olarak göze çarpıyor. Çocukların en az izlediği program türü ise yüzde 10 ile haberler.
Kız çocukları dizi, erkek çocukları spor programı izliyor
TÜİK'in araştırmasına göre 6-15 yaş grubundaki çocuklar arasında kızlar dizi ve filmleri, erkekler ise spor programlarını daha fazla izliyor. Dizi ve film izleme oranı erkeklerde yüzde 56 iken, bu oran kız çocuklarında yüzde 64'e çıkıyor. Spor programları izleme oranı ise kızlarda yüzde 6 iken erkeklerde yüzde 39'a yükseliyor.
Eğlence, müzik ve yarışma programlarını kızlar; belgesel, kültür, sanat programları ile çizgi film ve haber programlarını ise erkekler daha fazla seyrediyor.
Çizgi film izleme oranı 10 yaşından sonra büyük ölçüde azalıyor ve onun yerini diziler almaya başlıyor. 6-10 yaş arasındaki çocukların yüzde 94'ü, televizyon programları arasında çizgi filmleri tercih ederken, bu oran 11-15 yaş aralığında yüzde 50'ye düşüyor. Dizi-film izleme oranı ise 6-10 yaş arasında yüzde 44 iken 11-15 yaş arasında bu oran yüzde 77'lere kadar çıkıyor.
Erkekler spor, kızlar magazin okuyor
TÜİK'in araştırmasına göre, 6-15 yaş arasındaki 6 çocuktan 1'i her gün gazete ve dergi okuyor. Bu yaş grubundaki çocukların yüzde 48'i ise haftada en az 1 kez, yüzde 23'ü ayda en az 1 kez, yüzde 10'u ise iki üç ayda bir gazete okuyor. Erkek çocukları, gazetelerde spor yazılarını, kızlar ise TV, magazin ve eğlence türü yazıları okumayı tercih ediyor.
Erkeklerin yüzde 69'u spor, yüzde 37'si bilim ve teknoloji, yüzde 33'ü haber, yüzde 32'si komedi ve mizah yazıları, 24'ü magazin ve eğlence, yüzde 9'u gazetelerde köşe yazarlarını okuyor. Kız çocuklarının ise yüzde 55'i TV, magazin ve eğlenci programları, yüzde 35'i komedi ve mizah, yüzde 32'si kültür sanat, yüzde 31'i haber, yüzde 30'u bilim ve teknoloji, yüzde 14'ü köşe yazarlarını okumayı tercih ediyor.
Çocuklar gazetelere olduğu gibi dergilere de aynı ilgiyi gösteriyor. Çocukların yüzde 14'ü her gün, yüzde 37'si haftada en az bir kez, yüzde 32'si ayda en az bir kez, yüzde 16'sı da iki-üç ayda bir dergi okuyor. En fazla tercih edilen türlerin başında çocuk dergileri gelirken, bunu bilim ve teknik dergileri, spor ve sağlık dergileri, haber ve magazin dergileri ile zeka oyunları dergileri izliyor.


Kaynak: kadinveguzellik.com